SECRET GARDEN

Öncelikle sevgili bu yazıyı okuyanlar, belirtmek isterim ki bu yazım 2014 de taslak oluşturmuştur. Ancak benim de nedenini bilmediğim bir şekilde şuan yayınlanıyor :D Neyse gelelim diziye. (Bal'ın deyimiyle) Tam içine sokulası bir dizi size sunuyorum :D Çoğunuzun izlemiş olduğu ama benim daha yeni izlemiş olduğum dizi Secret Garden.

 İzlerken "Ah beni Hyun Bin'in gamzelerine gömün" "Allah sizi kahretmesin böyle aşk mı olur ?" diyerek diziyi bitirdiğim doğrudur. Her bölüm kahkaha atıp aynı zamanda "Geberin inşallah" dediğim dizi sanırım reytingleri tavan yapmış bir dizidir.

 Başrollere gelirsek kızımız Gıl Ra Im-shi aslında öyle bakıp güzel olduğu hemen anlaşılan biri değil. Yani birinci bölümü izleyip kızı beğenmediniz diye diziyi bırakmayın. (Yazar burada Bal'a atıfta bulunuyor...) Diziyi izleyince kıza çok sempati duyuluyor gerçekten.  Baksanıza bir ama;

 Kızımız hayatını dublörlüğe adamış birisi. Anne ve babası olmayan bu kız tabiki de çok fakir. Ama o kadar çeşitli kıyafetleri nereden buluyor anlamış değilim. Çantası yırtılıyor diye iğne ile tutturuyor fakat her bölüm farklı panço ve kaban giyiniyor :\\ 

 Gelelim Kim Joo Won (Hyun Bin) 'a. Burjuva sınıfından olan bu adam statü farkına çok değer veriyor fakat tabiki de piramidin en alt sınıfındaki kıza aşık oluyor ve sınıf farkını katlediyor. Kızı ilk başlarda baya eziyor tabi. Bu nasıl ilişkidir arkadaş ?

 Sonra bunların hiçbir türlü anlamadığım durumları ilerlerken birde beden değiştirme ortaya çıkmasın mı ? Her yağmur yağdığında kız erkeğin erkek ise kızın bedenine giriyor.

 Diğer bir karaktere gelirsek Oska. Başrol kızımızın hayranı olduğu sanatçı. O mükemmel egosuyla dizinin diğer bir eğlenceli tipi.

Bu ünlü Oska'nın ise sevdiği bir kadın var. Oda bence dizinin en güzel kadını yani. İsmi Yoon Seul.

Birde ikinci bir adam var tabiki de ama lütfen ondan bahsetmek istemiyorum. Im Jong Soo. Neden böyle bir diziye böyle bir adam söyleyin bana ?

Dizi baştan sona bir harika. Karakterlerinin aşklarını izlerken hem güldüm hem de hüngür foşurt ağladım yani. Hele bir sahne vardı ki. O sahnede burnumu çek çek hal oldum :(( (İzleyenler hangi sahne olduğunu anladı bile. Ühü :(( )

Joo Won'un söylediği Ali Baba tekerlemesi ağzıma o kadar yapışmıştı ki annem sonunda "İngilizceyi hallettin de Korece kaldı" diye azarlamıştı beni :\\

Dizide tabiki de ilgimi çeken biri daha vardı. Jong Suk. Fakat o çocuğa verilen rol. Neyse bu konu hakkında yorum yapmak istemiyorum :\\

Ve hiç bir kore dizisinden eksik olmayan kötü kaynana.Gelini sevmiyor. Çocuğuna karşı çıkıyor falan. Siz bilirsiniz :D

Gelelim diziden sahnelere. Sahiplenici erkek tutuşu;

Bu asansörlerin nesi var gerçekten ?? ;

Mevlana Celaleddin Rumi, Gil Ra Im (Ne olursan ol gene gel);

Höf en sevdiğim sahne be;

Oska'nın o çok sevdiğim egosu; 

Demek ki anaokulunda böyle şeyler öğretiyorlarmış. Gitmediğim iyi olmuş;

Onun mağazası bile var. Die, homo :ddd

Ünlü düşünür Dr House'unda dediği gibi "Everybody lies"

Kapanışı da şununla yapalım;

Öyle daldan dala atlamış gibi karışık bir yazı oldu ama umarım okurken zevk almışsınızdır ^^ Yorumlarınızı esirgemeyin dostlarım :))

Not 1; Dizinin etkisinden çıkamayıp kızın mesaj sesi olan "Munja wa shong" kendi mesaj sesim yapmadım . Yalandır.

Not 2; Dizinin çok etkisinde kalıp Bal'ın etrafında şu şekilde gezdiğim yalandır. Kanıtınız yok. 

 Bir sonraki yazımda görüşmek üzere sağlıcakla ve asillikle kalın :**