OKUL BAŞLAR...

Gelelim asıl konumuza. Okulların başlaması olayı. Birde benim üniversiteye başlamam. İlk gün bir heyecanla okula gittim. İşte aklımda böyle büyük amfiler, büyük kampüsler... Tabi tercih yaparken kampüsün çok büyük olmadığını biliyordum fakat bu kadar da küçük (yok denecek kadar) olacağını bilmiyordum :(
Okulu gördüğümde temsili;



Okula ilk adımımı attım ben şok. Her yer insan (!) Çok kalabalık bir de herkes gruplarıyla gülüşmeler kahkahalar, sohbetler gırla. Bende işte insanlarla göz teması kurmadan yürümeye çalışıyordum. Okulun içine girip hemen sınıfa doğru ilerledim. Bölümümde ne kadar samimi, güler yüzlü insanlar var tahmin edemezsiniz (!)

İşte bölüm başkanımızla tanıştık. O kadar bilgili bir kadın ki size anlatamam. Bu tatlı ve bilge bölüm başkanımız bize demesin mi  Amerikalı bir hocanızın dersi var bugün. Hocanın Amerikalı olduğuna sevinmeli miydim yoksa ilk günden ders olduğuna üzülmeli miydim??

Carl hocamız (aslında kendisine Carl dememizi tercih ediyor ^^)  geldiğinde herkesle tanıştı. İsimlerimizi söylemeye çalıştı. Nasıl bir Türkçesi var diye sorarsanız yok diye cevap vereceğim :D Türkçe konuşamıyor çünkü :D "Abicim, sakalli..." gibi kelimeleri biliyor ama :))

O günü öyle bitirdim.(Tabi ki de Carl eve ödev verip yolladı bizi ://) Sonraki günler diğer hocalarımızla tanıştık ve birde neden bu bölümü tercih edenleri öğrendik. Benim nedenim çok bariz bellidir . Çocukluğumdan beri ya kitapta ya da kitapların üstündeki çevirmenin adının yazdığı yerde ismimi görmek istemişimdir. Yazarlığı daha profesyonel kişilere* bırakmanın daha doğru olduğunu düşünerek çevirmenliğin bana uygun olduğunu biliyorum. 

Kimileri futbolcu çevirmeni olmak istiyor, kimileri yazar olmak istiyor, kimileri mesleki parası yüksek olduğundan bu bölümü seçmiş (!) ki onlara çok güldüm. Kimileri tercih kurbanı :D ve kimileri de büyük hedefli olanlar sözlü (simultane) çeviri yapmak istiyor. Hayaller, hedefler, amaçlar vs...

Sonraki haftalarım aynı devam etti. Bir kaç arkadaş edindim. Çok iyi kızlar gerçekten. Sandra adında birde İngiliz bir hocayla tanıştım. Kadın idolüm şuan. British aksanı ile konuşuyor beni bitiriyor. Derslerde sesini kayda alıyorum nihaha-_-(Tabi ki de izinli yapıyorum!)

Bir tercüman öğrencisi olarak size şunu söyleyebilirim rahat bir bölüm değil. Dil işte diye bakanlar belki vardır diye söylüyorum. Zor bölüm ama alışırsanız size zor da güzel gelecektir.


Not: Profesyonel yazarlardan kastım Kristin Hannah, Agatha Christie, Judith Mcnaught...(Dünyaca tanınan yazarları söylememe gerek yok değil mi?)

Not2: Her gün eve gelip okulda olan olmayan tüm olayları anneme anlatmıyorum. Yalandır.


 Şimdilik benden haberler bu kadar. Sonraki yazımda görüşmek üzere ^^

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAKAMOZ

SECRET GARDEN